Ergenlik dönemi çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olarak sekonder seks karakterlerinin ilk belirtilerinin ortaya çıktığı, biyolojik değişikliklerle başlayıp bireyin ekonomik bağımsızlığını kazandığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nce de 10-19 yaş arasındaki dönem olarak tanımlanmaktadır. Bu dönem içerisinde bulunan bireye de adolesan denir . Adolesanlarda fiziksel büyüme vücudun farklı bölgelerinde değişik hızlarda olur. Bedende eller ve ayaklar, yüzde ise burun ve çene önce büyür. Kızlarda kalçalar, erkeklerde omuzlar gelişir. İyi beslenmenin büyüme ve cinsel olgunlaşmayı hızlandırdığı ileri sürülmektedir. Büyüme ve kilo artışı ile her iki cinste de cinsel organlarda değişmeler görülür. Erkeklerde testisler, skrotum ve penis büyür, kıllanma ve gece boşalmaları başlar. Varolan kılların renkleri koyulaşır ve kıvrımlaşır. Önce bıyıklar sonra sakallar çıkar. Ses önce çatallaşır daha sonra kalınlaşır. Kızlarda kalçalar enine genişler, bedende kadınlara özgü yağlanmalar ve yağ dağılımı olur. Memeler büyürken kıllanma başlar. Memelerin çıkmasından yaklaşık bir yıl sonra mens kanamaları başlar. Kızlarda ergenliğin en belirgin olayı menarştır. Meme tomurcuklanmasından takriben 2 yıl sonra oluşur. Vajen asiditeye döner, aksiller kıllanma ve pubik kıllanma gibi sekonder seks belirtileri görülür. Boy uzamasını vücut derinliğinin ve kas dokusunun artması takip eder. Bu belirtilerden yaklaşık bir yıl kadar sonra da erkeklerde noktürnal emisyonlar (gece boşalmaları), kızlarda da menarş görülür .
Adolesanlarda görülen sağlık ve uyum sorunları, hızlı fiziksel büyüme sonucu gelişen psikososyal kökenli sorunlardır. Bu sorunlar yanlış beslenme alışkanlıkları, cinsel davranış ve üreme sağlığı sorunları, kazalar, sigara ve alkol alışkanlığı, uyuşturucu madde kullanımı, intiharlar ve psikolojik sorunlar olarak sıralanabilir . Adolesan dönemde fiziksel, cinsel ve psikososyal gelişimde karşılaşılan sorunların adolesanın sağlığını ve daha sonraki yaşamını etkilediği bildirilmektedir .
Türkiyede karadenizde yapılmış bir anket çalışmasında Ergenlerin bilgilerini değerlendirmek için gözlem altında anket uygulanmıştır. Anket uygulanması her bir okulda ayrı bir günde yapılmıştır. Araştırmaya katılan adolesanlara erkek ve kızların bu dönemde yaşayabilecekleri fiziksel değişiklikler ile erkeklerin ilk boşalma yaşları, kızların ise ilk menarş yaşı, menstruel durumları ile ilgili sorular sorulmuştur. Ayrıca erkek ve kadın genital sistem anatomisini irdeleyen sorular yöneltilmiştir. Sorulara birden fazla cevap verebilecekleri belirtilmiştir. Anketten elde edilen verilerden yararlanılarak, erkek ve kadın genital sistem anatomisi konusundaki bilgi düzeylerinin daha iyi değerlendirilebilmesi için bu gruba özgü sorular oluşturulmuştur.
Araştırmaya katılan öğrencilerin yaşları 14-19 arasında değişmekteydi. kız öğrencilerin çoğunluğunun, normal sınırlar olarak kabul edilen 11-15 yaşları arasında menarş yaşadıkları, ortalama menarş yaşının 13.3±1.1 yıl olduğu, menstruasyonlarının 3-6 gün sürdüğü belirlenmiştir.Erkek öğrencilerin ilk boşalmalarının (spermarş) yaş ortalaması 12.8±0.9 idi. Öğrenciler; ergenlik döneminde kızlarda daha çok sivilcelerin görüldüğü, kızların memelerinin büyüdüğünü ve boylarının uzadığını ifade ederken; erkeklerde daha çok seslerinin kalınlaştığı, boylarının uzadığı, kıllanmanın olduğunu ifade etmişlerdir .
Adolesan dönemde fiziksel gelişme, psikolojik ve toplumsal olgunlaşmadan daha önce olmaktadır. Adolesanın kendini keşfetmesi, cinsel kişilik ve rollerinin gelişmesi ile bu dönemde cinsel yaşam başlamaktadır. Gençlerin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, genellikle kendi ve karşı cinsin özellikleri, vücut işlevleri ve üreme özellikleri konularında yeterli bilgilerinin olmadığı da bilinmektedir. Bu bilgisizlikle cinsel yaşamın başlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve istenmeyen gebelikler gibi üreme sağlığı sorunlarını ortaya çıkarmaktadır .
Adolesan dönemi, çalışmadaki adolesanlardan kızların ancak % 54.5’i, erkeklerin ise % 27.8’i tanımlayabildikleri saptanmasına rağmen; adolesanlarda görülen sivilcelerde artış, memelerin büyümesi, boy uzaması, kıllanmadaki artış ve cinsel organlardaki büyüme gibi fiziksel değişiklikleri ifade edebildikleri görülmüştür. Bu, kendi yaşadıkları fiziksel değişikliklerin dile getirilmesi olarak yorumlanabilir. Adolesanların yaşadıkları fiziksel değişikliklerden haberdar olmamaları bu fiziksel değişikliklere uyumu zorlaştırabildiği gibi şaşkınlık, endişe ve utanma gibi değişik tepkiler vermelerine neden olmaktadır. Hatta bu durum okul başarılarına etki edebilmektedir. Bu dönemde arkadaşları ve aile bireylerine karşı aşırı tepki ve beklenmeyen davranışlar gösterebilmektedirler .
Kızlarda adolesan dönemin tamamlandığını gösteren menarş durumu incelendiğinde menarş yaş ortalamasının 13.3±1.1 yaş olduğu, ancak % 2.1’inin henüz menarş yaşamadığı saptanmıştır. Adolesanların menarş görme yaşları toplumdan topluma farklılıklar gösterebilmektedir. Örneğin; ülkemizde kız çocuklarında ortalama adolesan dönem başlama yaşı 10.1 yaş, ortalama menarş yaşı ise bundan 1.8±0.6 yıl sonra olduğu; Ankara’da yapılan bir çalışmada ise menarş yaşının 13.28 yaş olduğu rapor edilmiştir . Literatürde dünyanın değişik ülkelerinde bu konuda yapılan çalışmalarda; Mozambik’te yapılan bir çalışmada 13.20±1.18, Erkeklerde adolesan dönemin tamamlandığını gösteren ilk boşalmanın (spermarş) ortalama 12.8±0.9 yaşında olduğu, çalışmadaki adolesanlardan %4.7’sinin henüz boşalma yaşamadığı tespit edilmiştir. Çin’de yapılan bir çalışmada spermarş ortanca yaşının kentselde 14.4 yaş, kırsalda ise 14.6 yaş olduğu gözlenmiştir.
Adolesan dönemde yaşanan fiziksel değişikliklerin önemli bir kısmı genital sistem organlarında olmaktadır. Erkeğin cinsel organlarından bazıları vücudun dışında olduğundan görünmekte, kızların ise üreme organlarının büyük bir kısmı vücutlarının içinde olduğundan kolayca görülememektedir. Bu nedenle cinsel yaşamda karşılaşılan bazı sıkıntıların da karşı cinsin anatomik yapısının tam olarak bilinmemesinden kaynaklanabileceği ileri sürülmektedir . Araştırmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin kadın ve erkek genital sistem anatomisi bilgi düzeyleri incelendiğinde; her ne kadar kız öğrencilerin kadın genital sistem anatomisi bilgi düzeylerinin erkek öğrencilerinden daha yüksek olduğu tespit edilmiş olsa da, her iki cinsin de hem kadın, hem de erkek genital sistem anatomisi bilgi düzeylerinin oldukça düşük olduğu saptanmıştır. Bu nedenle adolesanlara yapılacak cinsel sağlık eğitimi programlarında genital sistemleri tanıtıcı konuların eklenmesi yerinde olacaktır.
Sonuç olarak, adolesanların yaşanan fiziksel değişikliklerden haberdar oldukları, ancak genital sistem anatomisi hakkındaki bilgi düzeylerinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Çözüm olarak bu bilgi eksikliğinin giderilmesi amacıyla gençlere yönelik düzenli ve sürekli üreme sağlığı eğitim programı oluşturulmalıdır. Hazırlanan programlara göre eğitimi verebilecek bir ekip oluşturulması düşünülmelidir. Bu ekipte rehberlik öğretmenleri başta olmak üzere diğer öğretmenler ile varsa okul hekimi veya sağlık ocağı hekimi yer almalıdır. Bu eğitim programları sonucunda adolesanların bu dönemdeki değişiklikleri ve vücut yapılarını tanımalarının, yaşanabilecek sorunları giderebilmenin bir anahtarı olabileceği düşünülmüştür.
Alıntı ; TOPBAŞ M, ÇAN M. ve ark